Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Öğrenme-öğretme sürecinde öğretilecek konunun açık olmasını ve öğrencinin eşya, varlık ya da olaylarla doğrudan doğruya karşı karşıya getirilmesini ifade eder.
Açıklık ilkesi; öğretmenin derste kullandığı terim ve kavramların açık ve net olması, öğrenme-öğretme sürecinde öğrencinin birden fazla duyu organına hitap edici öğrenme-öğretme etkinliklerinin kullanılmasını gerektirir.
Konide zeminden yukarıya doğru çıkıldıkça somutluk azalmakta soyutluk artmaktadır.
Öğrenmelerin kalıcılığı en alt tabakadan üst tabakalara doğru gidildikçe azalmaktadır.
Örnek:
Öğretmenin derste"tahıllar" konusunu işlerken buğday, arpa vb. tohumları ya da bitkileri kendisinin getirmesi ya da öğrencilerin bu bitkilerin ekildiği tarlalara götürmesi açıklık ilkesine örnek verilebilir.
Ayrıca, öğretmenin dersi işlerken konu ile ilgili kullandığı terim ve kavramların açık ve anlaşılır olması da bu ilkeye örnek verilebilir.
Açıklık ilkesiyle ilgili 2 unsura dikkat etmek gerekmektedir:
1.Öğretmenin konu ile ilgili kullandığı terim ve kavramların açık, net ve anlaşılır olması,
2.Sınıfta öğrencinin 5 duyu organına hitap edecek model, maket, bitki ya da hayvan örnekleri getirilmesi.
Görme duyusu %75
İşitme duyusu %13
Dokunma duyusu %6
Koklama duyusu %3
Tatma duyusu %3
En iyi öğretim basitten karmaşığa, somuttan soyuta, kolaydan zora doğru gidendir.
En iyi öğrenme, bireyin kendi kendine yaparak öğrenmesidir.
Öğrenmenin mümkün olduğu kadar çok öğrencinin duyu organına hitap etmesi öğrenmeyi kolaylaştırır. Öğrenme işlemine katılan duyu organının fazlalığıyla öğrenme seviyesi arasında doğru orantı vardır.
Tarih: 2019-07-24 10:10:46 Kategori: Eğitim-Öğretim
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Açıklık İlkesi Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Açıklık ilkesi; öğretmenin derste kullandığı terim ve kavramların açık ve net olması, öğrenme-öğretme sürecinde öğrencinin birden fazla duyu organına hitap edici öğrenme-öğretme etkinliklerinin kullanılmasını gerektirir.
Edgar Dale’nin Yaşantı Konisi
Edgar Dale’nin Yaşantı Konisi öğrenme sürecine ne kadar fazla duyu organı katılırsa o kadar fazla öğrenmenin olduğunu düşünen bir çalışmadır. Burada amaç birden çok duyu organına hitap edip öğrenmeyi kalıcı hale getirmektir. Dersler görülen soyut bilgiler eğitim araçları sayesinde somutlaştırılır ve anlaşılması kolay olur.Konide zeminden yukarıya doğru çıkıldıkça somutluk azalmakta soyutluk artmaktadır.
Öğrenmelerin kalıcılığı en alt tabakadan üst tabakalara doğru gidildikçe azalmaktadır.
Örnek:
Öğretmenin derste"tahıllar" konusunu işlerken buğday, arpa vb. tohumları ya da bitkileri kendisinin getirmesi ya da öğrencilerin bu bitkilerin ekildiği tarlalara götürmesi açıklık ilkesine örnek verilebilir.
Ayrıca, öğretmenin dersi işlerken konu ile ilgili kullandığı terim ve kavramların açık ve anlaşılır olması da bu ilkeye örnek verilebilir.
Açıklık ilkesiyle ilgili 2 unsura dikkat etmek gerekmektedir:
1.Öğretmenin konu ile ilgili kullandığı terim ve kavramların açık, net ve anlaşılır olması,
2.Sınıfta öğrencinin 5 duyu organına hitap edecek model, maket, bitki ya da hayvan örnekleri getirilmesi.
Yaşantı Konisinin Dayandığı Temel İlkeler
Öğrenilenlerin çoğu gözlerin yardımı ile öğrenilir. Duyu organlarının öğrenme-öğretme sürecinde etkisi üzerine yapılan araştırmalarda beş duyu organının öğrenmeye etkileri şöyle belirlenmiştir:Görme duyusu %75
İşitme duyusu %13
Dokunma duyusu %6
Koklama duyusu %3
Tatma duyusu %3
En iyi öğretim basitten karmaşığa, somuttan soyuta, kolaydan zora doğru gidendir.
En iyi öğrenme, bireyin kendi kendine yaparak öğrenmesidir.
Öğrenmenin mümkün olduğu kadar çok öğrencinin duyu organına hitap etmesi öğrenmeyi kolaylaştırır. Öğrenme işlemine katılan duyu organının fazlalığıyla öğrenme seviyesi arasında doğru orantı vardır.
Tarih: 2019-07-24 10:10:46 Kategori: Eğitim-Öğretim
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx